BİZ VARIZ
*As published in Bianet on 02.11.2013
Ew Dibêjin “Hûn
Tunene”; Em Dibêjin “Em Hene!” [1]
29 Ekim günü,
Cumhuriyet’in kuruluşunun 90. yıldönümünde, önünden geçtiğim Diyarbakır
Kayapınar Belediyesi Huzurevleri Eğitim ve Kültür Evi’nin önünde gördüm bu yazıyı.
Yoksul Huzurevleri semtindeki tek katlı Eğitim Evi binasının önünde kocaman bir
bez dövizde yazıyordu: Ew Dibêjin ‘Hûn Tunene’. Em Dibêjin ‘Em Hene!’.” Yani “Onlar
diyor ‘siz yoksunuz’. Biz diyoruz ‘biz varız’.” 90 yıllık Cumhuriyet’in Kürtler
açısından özeti gibiydi bu yazı.
Eğitim binasının hemen
ötesinde olan KURDİ-DER’e (Kürt Dili
Araştırma ve Geliştirme Derneği) uğruyorum. Özel aldığım Kürtçe dersleri bitti,
Kurdi-Der’in dil kurslarına kaydolmak
istiyorum. Uzun yıllardır Kürt dilinin yaygınlaşması için mücadele veren
Kurdi-Der’de ders ve sınıf seçenekleri kısıtlı.
Dernek diğer Kürt dernekleri gibi para bulmakta oldukça zorlanıyor, hocaların
çoğu gönüllü çalışıyor. Hocaların gündüzleri başka işler yaptıklarını
öğreniyorum. Dernekte çalışan herkes gönüllü, kurslardan çok düşük ücret
alıyorlar. Eğitimlerin karşılığını maddi olarak almak iyi olur diyorum dernekte
görüştüğüm kişiye. “Kürtçe öğretmenin bizim için hiçbir karşılığı yoktur, değer
biçilemez” diyor.” Öte yandan buradaki insanların ekonomik durumu da ortada”
diye ekliyor. Böyle idealist insanlar ve
derneklerin mücadelesini görünce “BİZ VARIZ” yazısı kulağımda bir kez daha
çınlıyor.
Yoksul Huzurevlerinden zengin Yenişehir’e devam ederken Qandil
fırınının, Havin bakkalın, Amed Kıraathanesinin, Hezal Marketin, Aram
Kitapevinin önünden geçiyorum. Yenişehir’de tanklar Diyarbakır’ın caddelerinden
geçerek gösterişli bir Cumhuriyet yürüyüşü gerçekleştiriyorlar. Ellerine Türk
bayrağı verilmiş onlarca Kürt çocuk ellerindeki bayrakları geçen askerlere ve
tanklara sallıyorlar. Belediyenin turuncu iş elbiseli işçileri tören alanını sessizce
temizliyorlar. Geçit töreni, sokakta mendil satan, araba camlarını silen,
ayakkabı boyayan yüzlerce Kürt çocuğun arasından gösterişli bir şekilde yürüyor.
Surların üstünde keskin nişancıları fark
ediyorum. Tören her zamanki gibi Valiliğin önündeki caddeden başlıyor.
Diyarbakır’ın ana caddelerinden biri olan bu caddede kocaman yazıyor: “Ne Mutlu Türküm Diyene!”.
Çocukken bu pankartı her gördüğümde “Türk, Mutlu ve Gururlu “olmak isteyişimi
hatırlıyorum. İçim burkuluyor. Tankların ve tören geçidinin şaşalı sesi
arasında beynimde yankılanmaya devam ediyor az önceki yazı: “BİZ VARIZ”.
Eski şehre doğru ilerliyorum.
Rojava’dan gelen kadınlar, genç kızlar ve çocuklar katılmış yıllardır dilenen
diğer Kürt çocukların arasına. Açlar, açıktalar, umutsuzlar, mahzunlar. Ekim
onları koruyor, 1 ay sonra ne olacak, nerede yatacaklar? Ara sokaklardan
yürüdükçe çocuk ve genç sayısı daha da artıyor. Mardin kapıya doğru gittikçe
çocukların yüz ifadeleri de değişiyor. Belli ki bir şeyler çekmişler, ya tiner
ya uyuşturucu. Çocukların bakışları herkese “BİZ VARIZ” dercesine öfke dolu ve
sert. Bu bakışı tanıyorum: “Biz varız. Sizi bağışlamıyoruz ve çok öfkeliyiz”
diyorlar.
Bu arada Aşefçiler Çarşısına
geçiyorum. Gümbür gümbür çalan Kürtçe müzik, çarşıda oldukça kötü koşullarda
çalışan çocukların, yaşlı kadın ve erkeklerin seslerine karışıyor. Çarşıda yetiştirdiği
ot ve yeşillikleri yerde oturup satan birçok yaşlı kadın ve erkek var. Başları
yerde, kaldırmıyorlar. “Biz varız ama bizi görme, bakmadan al git” der gibiler.
Anlıyorum diğer birçok Kürt gibi zorunlu göçle bu şehre geldiklerini, belki
eskinin ağası, beyi, köylerinin ileri geleni olduklarını, bugün yerde ot satmak
zorunda kaldıklarını… Dediklerini yapıyorum, yüzlerine bakmadan 2 roka alıp
yoluma devam ediyorum. Aklıma yine düşüyor: “BİZ VARIZ”.
90 yılda yüzbinlerce ölüden, binlerce
faili meçhulden, boşaltılan ve yakılan binlerce köyden, zorla göç ettirilen,
yoksulluğa ve açlığa terk edilen milyonlarca
insandan sonra BİZ VARIZ. Varlığımızı kabul ettirmemiz 90 koca yılı aldı. Bu
önemli ama yeterli mi? Varlığımızın
tanınması bize bunca yıl elimizden alınmış olan politik, kültürel ve dil
haklarımızı beraberinde getirmiyor maalesef.
Şimdi sıra hak mücadelesinde, BİZ
HAKLARIMIZLA VARIZ demekte…
Nurcan
Baysal
29.10.2013,
Diyarbakır
No comments:
Post a Comment