HAYDİ KIZLAR TARLAYA !
*As published in Radikal Newspaper on 12.10.2008
Kız çocukların okullaşması konu
olunca Doğu ve Güneydoğu’da bu oranın ülke genelinden çok daha düşük olması
çoğu zaman bu bölgedeki geleneksel yapıya bağlanır. Kız çocukların aileleri,
daha çok da babaları tarafından okutulmadığı söylenir. Bu durumda, muhakkak ki
geleneksel yapı belli bir ölçüde rol oynamaktadır, ancak aynı zamanda birçok
istatistik de göstermektedir ki, Doğu ve Güneydoğu kız çocuklarının okullaşması
için gerekli altyapıdan yoksundur.
Geçen hafta Doğu’nun sosyo-ekonomik
açıdan en kötü verilere sahip illerinden birinde idim. Köylere gittim. Gezdiğim
köylerin hemen hemen çoğunda okul yoktu, okul olan köylerde de okullar açılalı
epey olmasına rağmen öğretmen yoktu. Çocukların çoğu çamurun içinde ve oldukça
soğuk olmasına rağmen lastik ayakkabıları ile oynuyorlardı. Sordum kadınlara
neden okulda değil çocuklar diye...Perihan cevap verdi: “Benim 2 kızım var,
biri 6 , diğeri 8 yaşında, ikisini de yatılı yolluyorum sadece 5 km . uzaklıktaki okula, çünkü
param yok servis tutayım, benim kızlarım daha yıkanmayı bilmiyor, sen 6
yaşındaki çocuğunu yatılı yollar mıydın?”
Perihan’dan sonra çok düşündüm,
bu kadar eğitimli olmama rağmen, ben 6 yaşındaki oğlumu okusun diye yatılı
okula yollayamazdım.
Devam ettim, “niye yolladın?” Perihan
diye sordum, cevabından öfkesi anlaşılıyordu: “kızlarım inadına okuyacak, geri
kalmayacak. Ama bak bu köye, hiçbir çocuk okumuyor, ben yine iyiyim çünkü
yatılı da olsa okutabiliyorum, ya diğerleri…”
Evet, ya diğerleri… Doğu ve
Güneydoğu’yu köy köy gezdiğiniz zaman diğer yerlerde de durumun Perihan’nın
köyünden farklı olmadığını görüyorsunuz. Kırsaldaki eğitim tamamen
kaymakamların inisiyatifine kalmış durumda. Örneğin, çalışma yaptığımız
alanlardan biri olan Diyarbakır Eğil’de okullaşmada hızlı bir yol katediliyor,
bunun en büyük nedeni Eğil Kaymakamı’nın köylerde okula ulaşamayan çocukları
taşımalı sistemle okula ulaştırması. Öte yandan birçok başka ilçede ise
kaymakamların ve öğretmenlerin ilgisizliği, yoksulluk ve yoksunluk gibi
sorunlarla birleşince, çocukların hele kız çocukların okula yollanması maalesef
oldukça zorlaşıyor.
Kız çocuklarının okullaşması özellikle ilkokuldan sonra
daha da zor hale geliyor. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde, kızların okula
gönderilmesini teşvik amacıyla yürütülen kampanyaların da etkisiyle, son
yıllarda ilkokula devam eden kız çocuk sayısında artış oldu. Bölge genelinde
ilköğretimde okuyan kız öğrencilerin sayısı yüzde 30’lar düzeyindeyken, bu yıl
yüzde 46’ya kadar yükseldi. Ancak
ilköğretimdeki bu artışa rağmen, ortaöğretimde kız çocukların aleyhinde
varolan oran ise hala sürüyor. Bölgede yer alan Diyarbakır, Siirt, Mardin,
Şırnak ve Batman’da ortaöğretimde okuyan öğrencilerin yüzde 70’ini erkek
öğrenciler oluşturuyor. Ortaöğretim okullarında, Diyarbakır’da 54 bin
öğrenciden 19 bini, Siirt’teki 9 bin 500 öğrenciden 2 bin 559’u, Mardin’deki 22
bin 993 öğrenciden 6 bin 837’si, Mardin’deki 16 bin 735 öğrenciden 5 bin 274’ü
ve Şırnak’taki 9 bin 428 öğrenciden sadece 2 bin 377’si kız öğrenci. Buna göre,
Şırnak’ta ortaöğretimdeki öğrencilerin yüzde 25’i, Siirt’te yüzde 28’i,
Mardin’de yüzde 31’i, Batman’da yüzde 32’si ve Diyarbakır’da ise yüzde 35’i
kızlardan oluşuyor[1].
Bölgede,
ortaöğretimde kız çocukların girmelerinin önünde birçok fiziki engel var.
Bunlardan biri de yatılı ortaöğretim kız öğrenci yurtlarının
azlığı. Bölgede yatılı ortaöğretim kız yurtlarının sayısı çok sınırlı,
mevcutların da çoğu hayırseverler tarafından yapılmış. Bu yurtlarda kalan
kızların çoğu Hakkari, Diyarbakır, Van ve Muş gibi illerin köylerinden binbir
güçlüğü atlatarak gelmiş kızlar. Çoğunun ailesi mevsimlik tarım işçisi ve
çoğunlukla kızlar yazın ailelerine eşlik ederek, kendileri de mevsimlik işçi
olarak Batı illerine çalışmaya gidiyorlar. Devlet, bu yurtlarda kalan kız öğrencilere
aylık 6 YTL harçlık veriyor. Buna ek olarak, yılda bir kırtasiye parası (30
YTL) ve giyim parası (78 YTL) veriliyor. Yol parası olmadığı için bir yıl
boyunca evine gidemeyen birçok öğrenci var. Bölgede çeşitli yurtlarda
görüştüğüm kişilerden aldığım bilgilere göre, tüm bu koşullara rağmen yurtlara
talep çok yoğun, aileler “bir umut kızlarımız okusun” diyor. Bir yurt çalışanın
deyimiyle: “Maalesef bir yandan “haydi kızlar okula” derken, diğer yandan
kızları gerisin geriye tarlaya yolluyoruz, bizim yurtta sadece 30 kişilik boş
yer var, talep 120 kişi, 90 kızı bu yıl köylerine geri yollayacağız”.
Tüm bunlar şunu açıkça ortaya
koyuyor, Bölgede devletin eğitimle ilgili yatırımı son derece yetersizdir. Bir yandan kampanyalar yapılırken, diğer
yandan da okulların inşa edilmesi, yeterli sayıda ve nitelikli öğretmenlerin
tayin edilmesi, öğrencilere eğitim materyallerinin sağlanması, yurtların
yapılması, yoksul öğrencilere maddi destek verilmesi, öğrencilerin
beslenmelerinin desteklenmesi gibi devletin sorumluluğunda olan hizmetlerin
verilmesi gerekir. Yoksa tüm kampanyalara rağmen bu çocukları kendi ellerimizle
tekrar tarlalara yollamış olacağız.
No comments:
Post a Comment