Saturday, November 2, 2013

HAYDİ KIZLAR TARLAYA !


HAYDİ KIZLAR TARLAYA !

*As published in Radikal Newspaper on 12.10.2008

Kız çocukların okullaşması konu olunca Doğu ve Güneydoğu’da bu oranın ülke genelinden çok daha düşük olması çoğu zaman bu bölgedeki geleneksel yapıya bağlanır. Kız çocukların aileleri, daha çok da babaları tarafından okutulmadığı söylenir. Bu durumda, muhakkak ki geleneksel yapı belli bir ölçüde rol oynamaktadır, ancak aynı zamanda birçok istatistik de göstermektedir ki, Doğu ve Güneydoğu kız çocuklarının okullaşması için gerekli altyapıdan yoksundur.

Geçen hafta Doğu’nun sosyo-ekonomik açıdan en kötü verilere sahip illerinden birinde idim. Köylere gittim. Gezdiğim köylerin hemen hemen çoğunda okul yoktu, okul olan köylerde de okullar açılalı epey olmasına rağmen öğretmen yoktu. Çocukların çoğu çamurun içinde ve oldukça soğuk olmasına rağmen lastik ayakkabıları ile oynuyorlardı. Sordum kadınlara neden okulda değil çocuklar diye...Perihan cevap verdi: “Benim 2 kızım var, biri 6 , diğeri 8 yaşında, ikisini de yatılı yolluyorum sadece 5 km. uzaklıktaki okula, çünkü param yok servis tutayım, benim kızlarım daha yıkanmayı bilmiyor, sen 6 yaşındaki çocuğunu yatılı yollar mıydın?”

Perihan’dan sonra çok düşündüm, bu kadar eğitimli olmama rağmen, ben 6 yaşındaki oğlumu okusun diye yatılı okula yollayamazdım.

Devam ettim, “niye yolladın?” Perihan diye sordum, cevabından öfkesi anlaşılıyordu: “kızlarım inadına okuyacak, geri kalmayacak. Ama bak bu köye, hiçbir çocuk okumuyor, ben yine iyiyim çünkü yatılı da olsa okutabiliyorum, ya diğerleri…”

Evet, ya diğerleri… Doğu ve Güneydoğu’yu köy köy gezdiğiniz zaman diğer yerlerde de durumun Perihan’nın köyünden farklı olmadığını görüyorsunuz. Kırsaldaki eğitim tamamen kaymakamların inisiyatifine kalmış durumda. Örneğin, çalışma yaptığımız alanlardan biri olan Diyarbakır Eğil’de okullaşmada hızlı bir yol katediliyor, bunun en büyük nedeni Eğil Kaymakamı’nın köylerde okula ulaşamayan çocukları taşımalı sistemle okula ulaştırması. Öte yandan birçok başka ilçede ise kaymakamların ve öğretmenlerin ilgisizliği, yoksulluk ve yoksunluk gibi sorunlarla birleşince, çocukların hele kız çocukların okula yollanması maalesef oldukça zorlaşıyor.
Kız çocuklarının okullaşması özellikle ilkokuldan sonra daha da zor hale geliyor. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde, kızların okula gönderilmesini teşvik amacıyla yürütülen kampanyaların da etkisiyle, son yıllarda ilkokula devam eden kız çocuk sayısında artış oldu. Bölge genelinde ilköğretimde okuyan kız öğrencilerin sayısı yüzde 30’lar düzeyindeyken, bu yıl yüzde 46’ya kadar yükseldi. Ancak  ilköğretimdeki bu artışa rağmen, ortaöğretimde kız çocukların aleyhinde varolan oran ise hala sürüyor. Bölgede yer alan Diyarbakır, Siirt, Mardin, Şırnak ve Batman’da ortaöğretimde okuyan öğrencilerin yüzde 70’ini erkek öğrenciler oluşturuyor. Ortaöğretim okullarında, Diyarbakır’da 54 bin öğrenciden 19 bini, Siirt’teki 9 bin 500 öğrenciden 2 bin 559’u, Mardin’deki 22 bin 993 öğrenciden 6 bin 837’si, Mardin’deki 16 bin 735 öğrenciden 5 bin 274’ü ve Şırnak’taki 9 bin 428 öğrenciden sadece 2 bin 377’si kız öğrenci. Buna göre, Şırnak’ta ortaöğretimdeki öğrencilerin yüzde 25’i, Siirt’te yüzde 28’i, Mardin’de yüzde 31’i, Batman’da yüzde 32’si ve Diyarbakır’da ise yüzde 35’i kızlardan oluşuyor[1].
Bölgede, ortaöğretimde kız çocukların girmelerinin önünde birçok fiziki engel var. Bunlardan  biri de  yatılı ortaöğretim kız öğrenci yurtlarının azlığı. Bölgede yatılı ortaöğretim kız yurtlarının sayısı çok sınırlı, mevcutların da çoğu hayırseverler tarafından yapılmış. Bu yurtlarda kalan kızların çoğu Hakkari, Diyarbakır, Van ve Muş gibi illerin köylerinden binbir güçlüğü atlatarak gelmiş kızlar. Çoğunun ailesi mevsimlik tarım işçisi ve çoğunlukla kızlar yazın ailelerine eşlik ederek, kendileri de mevsimlik işçi olarak Batı illerine çalışmaya gidiyorlar. Devlet, bu yurtlarda kalan kız öğrencilere aylık 6 YTL harçlık veriyor. Buna ek olarak, yılda bir kırtasiye parası (30 YTL) ve giyim parası (78 YTL) veriliyor. Yol parası olmadığı için bir yıl boyunca evine gidemeyen birçok öğrenci var. Bölgede çeşitli yurtlarda görüştüğüm kişilerden aldığım bilgilere göre, tüm bu koşullara rağmen yurtlara talep çok yoğun, aileler “bir umut kızlarımız okusun” diyor. Bir yurt çalışanın deyimiyle: “Maalesef bir yandan “haydi kızlar okula” derken, diğer yandan kızları gerisin geriye tarlaya yolluyoruz, bizim yurtta sadece 30 kişilik boş yer var, talep 120 kişi, 90 kızı bu yıl köylerine geri yollayacağız”.

Tüm bunlar şunu açıkça ortaya koyuyor, Bölgede devletin eğitimle ilgili yatırımı son derece yetersizdir.  Bir yandan kampanyalar yapılırken, diğer yandan da okulların inşa edilmesi, yeterli sayıda ve nitelikli öğretmenlerin tayin edilmesi, öğrencilere eğitim materyallerinin sağlanması, yurtların yapılması, yoksul öğrencilere maddi destek verilmesi, öğrencilerin beslenmelerinin desteklenmesi gibi devletin sorumluluğunda olan hizmetlerin verilmesi gerekir. Yoksa tüm kampanyalara rağmen bu çocukları kendi ellerimizle tekrar tarlalara yollamış olacağız.






[1] NTV, 13.06.2006

No comments:

Post a Comment