Ah Kobanê!
“Kobanê’yi bir gül bahçesi gibi hayal ediyorum. Evlatlarımızın öldüğü o toprakları tek tek öpmek istiyorum”.
Bu sözler Kobanê’de evladı şehit düşen bir kadına ait. Yıkık yanık Kobanê Kürtlerin gözünde artık sadece bir gül bahçesi değil, binlerce evladının son nefesini verdiği “kutsal” bir yere dönüşmüş durumda. Artık yaşam Kürdistan’da ikiye bölündü: Kobanê öncesi ve Kobanê sonrası.
Türkiye’de Suriye’ye girmek için savaş naralarının atıldığı bugün, bense oturduğum koltuktan Kobanê’de şehit olan civanların yüzlerine tek tek bakmaktayım. Kaçlıdır bu çocuklar? 90’ların sonu, 2000’lerin başında doğmuş olmalılar. O denli küçük, o denli masumlar. Biz onlar 90’ları görmedi diye sevinirken, 90’lar kadar acımasız bir savaşın içinde can vermekteler. Nefesim kesiliyor.
Tek tek her birinin ismine, resmine bakıyorum, hikâyelerini bulmaya çalışıyorum. Nerden Kobanê’ye gittiler, nasıl gittiler, nasıl öldüler… Son nefeslerini verirken acaba ne düşündüler? Üşüdüler mi, anacıklarımı geldi akıllarına… Kalbim sıkışıyor.
Bürodan çıkıyorum, bir kahve iyi gelecek. Fal baktırırken gülümsememle utanmam bir oluyor. Bir halk, Kobanê’den beri gülmekten utanıyor. Gencecik çocukları yanı başında şehit olurken yemekten, içmekten, yaşamaktan utanıyor.
Tüm evlerden gelen ağıtlar, birleşip, Amed’in sokaklarında garip bir ezgiye dönüşüyor. Bu ezgiye kendimi kaptırmışken, yanı başımda Kobanêli bir çocuk simit satıyor. Amed’in onlarca yıldır yasla örülü tüm yolları artık Kobanê’ye çıkıyor!
Kobanê artık kalbimizin attığı yere dönüşüyor!
Siz, kardeşlerini, vatanını, insanlığı korumak için kendini ateşe atan gençler! Yalnız hissetmeyin. Kalbimiz sizinle atıyor!
Siz, bir parça kuru ekmekle orucunu açıp, insanlık için savaşanlar! Hayıflanmayın! Oruçlarını kanla bozanların sessizliğidir dünyayı bu hale koyan!
Siz, tecavüz edilen, köle pazarlarında satılan kadınlar! Utanmayın! Sizin çığlıklarınızı duymayanlar utanacak!
Siz, Amed’in her sokağında evlatlarına ağıt yakan analar! Matemlenmeyin! Evlatlarınızın kurduğu dünyada yeşerecek umutlar!
Siz, evlatlarını bırakıp, başka evlatlar için de savaşmaya giden babalar. Gözünüz arkada kalmasın! Çocuklarınız Kürdistan’a emanettir artık!
Mazlumların direnişidir tarihi yazan!
Kobanê’de son nefesini veren gencecik bedenlerdir!
Elbet zalimler tarihe gömülecek!
Kobanê ise sonsuza dek gül bahçesi içinde yeşerecek!
Ve o güzel analarla gidip tek tek öpeceğiz biricik evlatlarımızın şehit olduğu toprakları…
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 02.07.2015
No comments:
Post a Comment