Hayırlı Cuma’nın uygulanması ve geleceğe bırakılan sorunlar
Hayırlı Cuma Anlaşmasında belirtilen konuların hayata geçirilmesi 10 yılı bulacaktı. Dönemin Başbakanı Bertie Ahern görüşmemizde uygulama zorluklarını anlatıyor:
“Belge 8 ay sürdü ama en zoru bunların uygulanmasıydı. Mesela kolluk kuvvetlerinin reformu diyordunuz, öyle bir kolluk kuvvetleri olacak ki herkes memnun olacak, dışarıda tekrar ortalığın karışmaması gerekiyor, öte yandan bir sürü reform seçim…vs. gerekiyor. Anlaşmayı tam olarak uygulamak 2007 yılına kadar sürdü, bazı yıllar daha hızlı ilerledik, bazı yıllar yavaş. İnsanları şartlı tahliye edince sunu anlıyorlar, tekrar bir suç işlememeliyiz, zaten çok azı tekrar suç işledi. Silahsızlanma için uluslararası bir komisyon kurduk uzun bir süre aldı, bunca yıl içerisinde çok sayıda karmaşık silahlar biriktirmişlerdi ellerinde, ayrı bir komisyon kurduk. Hem ABD hem Kaddafi’den silahlar geliyordu, Kaddafi 3 gemi silah yollamıştı IRA ya. Bazı insanlar bir yandan politikacılık yapıyor bir yanda şiddeti kullanıyordu. Kolay değildi.”
Anlaşmanın uygulanması özellikle Protestan toplumunda çeşitli huzursuzluklar çıkardı. Barış anlaşmasının kendilerine yaramadığını düşünenler vardı. Çünkü artık sadece Protestan oldukları için garantili işleri yoktu, eşitlenmişlerdi, ama aşağıya doğru eşitlenmişlerdi. Ahern’e göre en önemli nokta ayrımcılığın olmadığı bir toplum kurabilmekti:
“Ayrımcılığı durdurabilseniz toplumda, o zaman ancak bir yere varabiliyorsunuz. İnsanlar ayrımcılığa uğramayacaklarına dair garanti istiyorlardı.”
IRA üyeleri ve destekçilerinin yeni topluma uyumunun daha kolay olduğunu belirtiyor eski Bakan O’Donnell. Bunun nedenini de siyasi kültürlerinin daha ileri olmasına bağlıyor. Yüksek siyasi kültür silahı bırakıp yeni yaşama adaptasyonlarını hızlandırmıştı.
Hayırlı Cuma irili ufaklı birçok sorunu ele almasına rağmen, üzerinde anlaşılamayan bir konu geçmişle yüzleşme idi. Ian White bu sorunun geleceğe bırakılmasının yeni nesillerde de travma yarattığını belirtiyor:
“Hala insanlar geçmişle ilgili acı çekiyor. Travma hala orada ve biz geçmişle kapsamlı bir şekilde ilgilenemedik. Bu en önemli başarısızlığımız. Biz şimdi bazı sinyaller görüyoruz, gelecek nesillere de bu çatışma geçiyor. Yeni jenerasyon geçmişi romantize etmeye başlıyor. Geleceğin bir barış jenerasyonu olacağı konusunda emin olmalıyız, şuan değiliz. Bu nedenle buna eğilmeye çalışıyoruz. Travma bir miras olarak bırakılıyor, ideolojiler, acılar hepsi miras olarak bırakılıyor. (1)
‘Barış Adası’ olarak İrlanda
'Özellikle 4 konuda çalışıyoruz. Çatışma önleme, arabuluculuk, kadın, barış ve güvenlik, barış deneyimini paylaşmak'
İrlanda geleceğin bir barış jenerasyonu olması için uğraşıyor.
İrlanda Dışişleri Bakanlığı içerisinde kurulan Çatışma Çözümü Birimi bu amaç yolunda kurulmuş bir birim. Bir yandan İrlanda’nın barışı odağına alan ulusal planlarını hazırlarken, öte yandan da çatışmalı ülkelere deneyimlerini aktararak dünya barışına da katkıda bulunmaya çalışıyor.
Çatışma Çözümü Biriminin Başkanı Kevin Kelly görüşmemizde kuruluş amaçlarını şöyle anlatıyor:
“Çatışmalı tarihimiz, çatışmanın kökenleri konusunda daha fazla düşünmemize neden oldu. Ve bunun üzerine düşünerek bu adadaki deneyimi paylaşmak ve barışa hizmet etmek istedik. Özellikle 4 konuda çalışıyoruz. Çatışma önleme; arabuluculuk; kadın, barış ve güvenlik; barış deneyimini paylaşmak.”
Çatışma Çözümü Biriminin bu yıl ikincisini hazırladığı Kadın Barış ve Güvenlik Ulusal Eylem Planı ise dünyada çatışmalı bölgelerde oldukça az değinilen kadın meselesine değiniyor. Planın temel amacı sürdürülebilir barışa kadınları katmak.
Bugün Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’ta aktif bir parlamento var. Geçmişten kalan 3 temel sorun var: Geçmişle yüzleşme, her yaz yapılan Protestan yürüyüşleri (bu yürüyüşler sırasında Katolik bölgelerde çeşitli rahatsızlıklar çıkarılıyor) ve bayrak meselesi (İngiltere bayrağının yılda kaç gün Kuzey İrlanda parlamentosunda dalgalanacağı sorunu). Bu sorunlar ara ara ufak çatışmalar yaratsa da İrlanda bir “barış jenerasyonu” yaratmak ve bir “barış adası” olmak için gereken önlemleri zamanında almaya çalışıyor.
Barış meselesine kendisini adayan, ve sadece İrlanda değil Ukrayna’dan İran’a, Kore’ye kadar dünyada barışa katkı sunmak için çalışan İrlanda’nın eski Başbakanı Bertie Ahern ile bitirelim:
“Sabır önemli, her şey bir gecede bitmeyecek. Diyaloğun ucunu açık bırakmak, gemiyi yüzdürmek gerekiyor, insanlar bazen kısa vadede iyi şeyler görmek istiyorlar, sabırsızlık sizi hiçbir yere götürmüyor, sürekli olarak katkıda bulunmaya devam etmelisiniz. Çözümü olmayan bir sorun yok diye düşünüyorum, eğer halkın, insanların kararlığı varsa.”
'Özellikle 4 konuda çalışıyoruz. Çatışma önleme, arabuluculuk, kadın, barış ve güvenlik, barış deneyimini paylaşmak'
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 25.02.2015
(1) Geçmişle Yüzleşme meselesi 2014 Aralık ayında imzalanan Stormont House Anlaşmasında ele alındı ve bu konuda çeşitli komisyonlar kuruldu.
No comments:
Post a Comment