Kolombiya hükümeti ile FARC arasında imzalanarak halk oylamasına sunulan barış anlaşması, yüzde 50.24 oyla bugün reddedildi. Birçok kişi halk oylaması sonucu barış anlaşmasının belirsizliğe düştüğünü söylese de, halk oylamasının sonuçları açıklandıktan sonra Kolombiya lideri Santos ve FARC lideri Timoşenko’nun verdiği barış yanlısı mesajlar, tüm bu süreçten barışın galip geleceği umudunu besliyor.
Son barış sürecini değerlendirmeden önce Kolombiya’da daha önceki barış denemelerine ve önceki barış arayışlarının başarısızlıkla sonuçlanmasının nedenlerine bakmakta fayda var.
FARC ile 4 barış denemesi oldu
Kolombiya’da 50 yıldan fazla süren sürekli bir çatışma sürecinin son 30 yılı barış arayışlarıyla geçti. Barış arayışları sırasında da çatışmalar hep devam etti.
1985 yılında FARC ile ilk barış anlaşması yapıldı. Bu anlaşma genel olarak siyasi hakların ve siyasi katılım mutabakatlarının yapıldığı bir barış anlaşması idi. FARC bu barış anlaşmasından sonra silahlı güçlerini geri çekti ve yasal bir parti kurdu. Bu partiye bazı eski FARC gerillaları, köylü hareketi liderleri ve sendika liderleri üye oldular. Yurtsever Birlik (UP) adını alan bu parti kuruluşunun hemen arkasından yapılan seçimlerde 24 belediyeyi aldı, 14 tane de senatör çıkardı. Ancak kuruluşunun sadece ilk 4 yılında, 1986-1990 yılları arasında, partinin 3500 yöneticisi infaz edildi. Geçen hafta sonu Diyarbakır’da bir araya geldiğimiz Kolombiya barış sürecinde yer alan örgütlerden biri olan OİDHACO’nun direktörü Vicente Vallies bu süreci “siyasi soykırım” olarak tanımlıyor.
Vallies bu 3500 siyasetçinin askerler ve devlet tarafından desteklenen paramiliter yapılarca öldürüldüklerini anlatıyor. Bunun bir nedeni anlaşmadan sonra kurulan UP’nin kontrol edilemez şekilde büyümesinin askerler, milliyetçi kesim ve savaş yanlılarında endişe yaratması (bu bize pek tanıdık), bir diğer nedeni de masaya oturup politik açılım yapalım, barış sürecini başlatalım diyenler ile, bunu diyenlerin arkasındaki asker, oligarşi, büyük toprak sahiplerinin aynı kişiler olmaması. Askerler, oligarşi ve toprak sahipleri bu anlaşmayı kendilerine tehdit olarak algılıyorlar ve UP parti olarak güçlenmeye başlayınca üyelerini ve yöneticilerini yok ediyorlar. UP deneyimi bugün bile FARC’ı en çok tedirgin eden konuların başında geliyor.
2002’deki büyük “fiyasko”
Bir sonraki barış denemesi Pastrana hükümeti döneminde oluyor. Pastrana hükümeti FARC ile ilk kez gerilla karargâhına giderek müzakereleri sürdüren hükümet. Bu süreç de 1998-2002 arasında 4 yıl sürüyor. Geniş, şeffaf, birçok kesimi içeren bir süreç bu. STK’lar rahatlıkla FARC tarafından düzenlenen arındırılmış bölgeye giderek, “özgür alan” denilen bu alanda barış sürecini tartışabiliyorlar. Bu süreç 2002’de büyük bir başarısızlık ile sonuçlanıyor. Vallies bunu şöyle anlatıyor: “Süreç öylesine büyük bir fiyasko ile sonuçlandı ki, tarihteki en savaşçı hükümet başa geldi.”
Başarısızlığın nedenleri ise şunlar:
-Süreç içerisinde çok genel geçer siyasi, tarihi, felsefi tartışmalar yapıldı. Ancak iki taraf da tartışmaları somutlaştıramadı. Vallies’in deyimiyle “Ayaklarını yere basmayı bir türlü beceremediler.”
-Pastrana askerleri ve savaş yanlısı güçleri zapt edemedi. Bir yanda Pastrana, sivil toplum, gerilla barışı tartışırken, diğer yandan Pastrana askerlerin savaş hazırlığını engelleyemedi.
- Çatışmaları yeniden alevlendirebilecek küçük provokasyonlar karşısında ne yapılacağı belirlenmemişti. Küçük olayları kontrol edemiyorlardı. Bir yerde bir asker veya küçük bir gerilla grubunun attığı bir yanlış adım hemen büyüyebiliyordu. Provokasyonlara karşı gerekli önlemler alınmamıştı.
-Pastrana barışı getirmesi için seçilmişti. Ancak barış sürecini 4 yıl boyunca sonuçlandıramayınca Pastrana’ya halk desteği zayıfladı.
Bu barış denemesinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından çok büyük köylü katliamları, köy boşaltmalar, topraklarından sürme operasyonları başladı. Bir süre sonra Alvaro Uribe iktidara geldi. Uribe Kolombiya siyasetinde savaşçı kesimi temsil ediyordu. “FARC’ı savaşarak bitiririm” diyerek iktidara geldi ama seçilir seçilmez FARC’a temsilci yollamayı da ihmal etmedi. Görüşmeleri başlattı, ancak çıtayı düşük tuttu. FARC’a “önce silahları bırakın, çekilin, sonra bakarız” dedi. Süreç işlemedi. Savaş yanlısı katı politikalar sahip Uribe hükümetinin Savunma Bakanı ise Santos idi. Bu nedenle 2010 yılında Santos başkan olarak seçildiğinde Kolombiya’da kimse barışı düşünmedi. Santos savaşçı hükümetin savaşçı savunma bakanı olarak belleklerdeydi.
Savaş yanlısı olarak bilinen Santos Kolombiya ve FARC arasında barış sürecini neden ve nasıl başlattı, barış süreci bu sefer neden işledi, sürecin temel saikleri nelerdi… Bir sonraki yazıda devam edeceğim.
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 03.10.2016
No comments:
Post a Comment