Eylül ayında 11.301 öğretmen açığa alındı. Bu listedeki 9800 öğretmen Eğitim Sen’li öğretmenlerdi. Açığa alınan öğretmenlerin 4314’ü ise Diyarbakır’dandı.
Bölgede geçen yıl sokağa çıkma yasaklarından dolayı doğru düzgün eğitim göremeyen çocuklar, bu yıl da on binlerce öğretmenin açığa alınmasından dolayı eğitim alamadılar. Beden öğretmenleri fizik derslerine girdi, müzik öğretmenleri matematiğe… Birçok okulda dersler boş geçti. Aralık ayından itibaren öğretmenlerin göreve yeniden iadesi başladı. 85 öğretmen ise ihraç edildi.
Aslında bölgede öğretmenler 2015 Aralık ayından beri hedefteydi. Özellikle Diyarbakır’da öğretmenlerin yaşamı soruşturmalarla cehenneme çevrilmişti. Sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar sırasında iş bırakma eylemine katılan binlerce öğretmene soruşturma açılmıştı. Yine binlerce öğretmen Eğitim Sen’den istifa etmeleri konusunda müfettişler ve il milli eğitim müdürlükleri tarafından baskı altına alındıklarını söylüyorlardı. Bölgede öğretmenlere yönelik baskı, soruşturma, adli ve idari davalar, sürgünler söz konusuydu. Bunların temelinde Eğitim Sen’in savaşa karşı barışı savunan tutumu yatıyordu elbet.
OHAL ilanından sonra baskılar iyice arttı. Önce on binlerce öğretmen açığa alındı. Öğretmenlerinin açığa alınmasını protesto eden öğrenciler gözaltına alındı. “Öğretmenimi Geri İstiyorum” dilekçesi veren veliler gözaltına alındı.
“Öğretmenime Dokunma” tişörtü giyen öğretmenler gözaltına alındı. Yaşananlara tepki göstermek için Diyarbakır’da insan zinciri eylemi yapan öğretmenler gözaltına alındı. Arabasına “Öğretmenime Dokunma” yazısı asan öğretmen bile gözaltına alındı. “Öğretmenime Dokunma” tişörtü, stickerları, kokartları yasaklandı. Görüştüğüm bir Eğitim Sen’li öğretmen, bir hâkimin “Öğretmenime Dokunma” demeyi bile yasakladığını söylüyor. Maalesef içinde bulunduğumuz durum böylesine traji- komik.
Bunlar yetmemiş olacak ki, bu sefer Ekim ayında öğretmenlerin evlerine operasyonlar düzenlenerek birçok öğretmen gözaltına alındı. Ağır silahlarla evler basıldı. Bebekleriyle birlikte kadın öğretmenler dâhil 70 öğretmen evlerden alındı. Bu öğretmenlerden 14’ü tutuklandı. Aslında benim bu yazıyı yazmak istememin bir amacı da bu tutuklu öğretmenlerin durumuna dikkat çekmek.
Bu öğretmenlerin suçu nedir?
Şatafatlı ev baskınları ile gözaltına alınıp tutuklanan bu 14 öğretmenin suçu nedir bir bakalım:
Gözaltına alınıp bırakılan öğretmenler ve tutuklu öğretmenlerin ailelerinden aldığım bilgiye göre bu öğretmenlere ilişkin hazırlanan dosya 2012-2015 yılı arası bir dönemi kapsıyor ve Eğitim Sen faaliyetleri ve üyelerin ses kayıtları alınarak oluşturulmuş. Yine aileler dosyanın FETÖ bürokratları tarafından oluşturulduğu izlenimine kapıldıklarını söylüyorlar. Çünkü o dönemlerde bu dinlemeleri yaptıran ve dosya için bilgileri toparlayan savcılar, bürokratlar ve milli eğitim çalışanları daha sonra FETÖ nedeniyle görevden alınmışlar. Tutuklu öğretmenlerden birinin kardeşi “dinleme esnasında abim bir parktan geçiyor ve parkta o sırada bir protesto varmış. Neden arkadan slogan sesleri geliyor sorulmuş abime” diye anlatıyor dosyanın yüzeyselliğinin durumunu.
Eşi aylardır tutuklu olan bir kadınla görüşüyorum. Kendisi de ihraç edilmiş. 2 çocuğuyla birlikte ayakta kalmaya çalışıyor. 11 yaşındaki büyük çocuk her şeyin farkındaymış. 3 yaşındaki küçüğe ise babasının öğrencileriyle birlikte futbol kampında olduğunu söylemişler. “Açık görüşte asker ve polisleri görünce, neden babam onların arsında diye sordu. Biz de babanın takımı Türkiye şampiyonasına hazırlanıyor, o nedenle asker ve polisler takımı koruyorlar dedik” diye anlatıyor içinde bulundukları durumu.
Görüştüğüm Eğitim Sen yöneticisi şöyle söylüyor: “Hükümete yönelik her eleştiriyi suç sayıyorlar. İhraç edilen ve tutuklanan bu öğretmenlerin suçu nedir? Bu öğretmenlerin ellerinde silah mı vardı? Taş mı attılar? Bir yeri mi yağmaladılar?”
Elbette hayır! Ama barış istediler, özgürlük istediler, adalet istediler, öğrencileri için anadilinde eğitim istediler, savaş, şiddet dursun istediler, güzel bir gelecek istediler!
Eğitim Sen içinde dayanışma ağı oldukça güçlü. Aileler sendikaya sık sık gidiyorlar, tutukluların aileleri haftada bir buluşuyorlar. 14 ailenin sorunları hemen hemen aynı. Arkada kalan ve ayakta kalmaya çalışan eşler ve küçük çocuklar. Bir tutuklu eşi şöyle söylüyor: “Karamsar değiliz, bir şekilde hayata tutunmak gerekiyor, direniyoruz.”
Onlar karamsar değiller, çocuklarıyla birlikte direniyorlar. Ama bizlerin de onların bu mücadelesine destek vermemiz gerekiyor.
Hem tutuklu 14 öğretmenin serbest bırakılması hem de görevden ihraç edilen 85 öğretmenin görevlerine geri dönmeleri için şimdi hep beraber haykırma zamanı:
Öğretmenime DO-KUN-MA!
Nurcan Baysal
*As published in T24 on 23.01.2017
No comments:
Post a Comment